Wednesday, December 31, 2008

Mutlu Yillar!


yeggnii yiiglll yeggniii yigggll, yeeggniii yiiggglll sizlereeee kutluu olsunnnggg :p
2008'de ne oldu ne bitti yazmayacagim ama 2009'dan beklediklerim :) iste bunlar:



  • Saglik

  • Huzur

  • Mutluluk

  • Yalansiz

  • Tum sevdiklerimle yanyana muhtesem bir yil....

onun haricinde:


  • Hukuk masterina baslayabilmek (istedigim okulda)
  • Ablamin evlenmesi :p
  • ya da benim evlenmem :))))))))))
  • Ispanyolca ogrenmek
  • yeni bir ev ya da studio (eger yalniz yasayacaksam :p )
  • sevdicegimle gitmedigimiz yerlere kafamiza estigi gibi gitmek
  • incecik olmak :)
  • is degisikligi (daha 2 hafta oldu ama simdiden bunaldim)
  • bol alisveris (incecik olduktan sonra tabii ki :p )
  • babamlarin "artik 24 yasindasin, kazik kadar oldun, sana karismayacagiz..ne istersen yap" demeleri :))))


olmaz miiggggggggggg???


Friday, December 26, 2008

so close, yet, so far away

gecen post'ta gun icersinde bir post daha yazacagimi soylemistim ama islerden giremedim :/

aslinda yazilacak cok sey var ama o kadar birikti ki hersey, basini ve sonunu ayirt edemiyorum, detaylari anlatmak isteyip anlatamiyorum. tek bildigim yukardakinin beni sinadigi...sevgilim ayin 24unde tr'de olacakti ama hastalandi ve seyahat etmesi onun icin pek de iyi olmazdi! aslinda iyilesiyor ama farkinda degil ve duydugu hisler bambaska...onunkisi klasik nazli erkek hasta olayi degil, hissettikleri, dusundukleri panik atak gibi. ne yapacagimi bilmiyorum, elim kolum bagli...tek yaptigim, yapabildigim onunla konusmak..ve bu beni daha cok cildirtiyor!

eskisi gibi olmasini istiyorum...hani o cok sikayet ettigim durumlara bile raziyim. o gerizekali arkadaslariyla dolasmasina illet olurdum ama "anlayisli sevgili" olmak adina bir sey demezdim. genelde onlarlayken aradigimda ulasamamak, aklimda 93349734 tane tilkinin gezmesine yeterde artardi bile. oyle senaryolar yazardim ki ona ulasamayinca! sonra otomatige baglamis gibi arardim bakana kadar. kizardi bana hem de cok! ona guvenmedigimi soylerdi. uzulurdum! "kendine gel iku, manyak misin 398498239 kere ariyorsun, bak bikacak senden, toparla kendini" derdim...neyse iste bu zamanlari bile ozluyorum! cunku her ne kadar beni uzup sinirlendirse de, o huzurluydu, sagligi yerindeydi, 5 dakikalik tartismalarimizin ardinda benim hep sevdigim gibiydi.

simdi caresizim...ataklar her geldiginde onun yaninda olamamak beni delirtiyor! oysa ciddi birseyi yok, anlatmaya calisiyorum, olmuyor...oyle cok seviyorum ki onu, herseyden korumak istiyorum. isten cikar cikmaz direk yanina gidiyorum, bazi anlar geliyor butun endiselerinden siyrilip eskisi gibi oluyor, bazi anlar geliyor....o anlari yazmak istemiyorum...

eger bu blogu okuyorsan sevgilim, bil ki onumuzde kocaman bir hayat var ve o hayata sigdiramayacagimiz kadar cok hayalimiz. biliyorum ve eminim bu yasadiklarimiz, hayallerimizin yaninda unutulup gidecek. super mutlu gunlerimiz de olacak, aglamaya doyamadigimiz kotu zamanlarimiz da...ama hep yanyana! sen benim elimi birakmak istemedikce, ben ellerimi ellerinden hic cekmeyecegim...sana verdigim hicbir sozden geri donmedim, sana yalan da soylemedim. Allah biliyor ya seni tanimadan once bu kadar yalansiz dolansiz degildim, ama 2005ten bu yana yasadigim bambaska bir hayat...senden tek istedigim bana guvenmen, sakinlesmen...goreceksin bu kabus ancak ve ancak sen istedigin zaman bitecek...seni cok seviyorum kucugum........................

Bir tek bu hüznü sen boğarsın ipek tenin derime batsın
Rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım
Adınla uyanır kulaklarım, yüzünle açar göz kapaklarım
En güzel şiirlerimle kaleme adını sayıklatırım
Odamın hayaletisin sessizliğine aşığım.
Kafamı duvara yasladım omuzların yanımda yok
Ahbaplar maymun iştah sahibi benim içim senle tok..
Seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller

Monday, December 22, 2008

iku'dan kisa kisa


biliyorum uzun zamandir yazamadim, ve bir sure daha yazamayacagim...ama her gun mutlaka girip sevdigim bloglari okuyorum, okumaya calisiyorum. sonunda yeni isime basladim! isler bir hayli karisik, bir suru prosedur, anlasma, ihale falan derken kafayi yemek uzereyim, yakindir. pozisyon degistirmekle cok buyuk aptallik yaptim biliyorum, neyse bir sure daha boyle devam etsin bakalim ileride ne degisecek... isin su anda bana tek getirisi yeni bir laptop oldu, ama nete girecek vaktim bile olmuyor. is arkadaslarim cok iyi, ama fazla detaycilar...dosyalarin altini ustune getiriyorlar is bitene kadar...mudur de fazla suratsiz ama zararsiz biri. hatta azicik alisilmisin disinda. upuzun saclari var adamin (benimkilerden uzun valla :p), harley motoru ve 7 tane cocugu var. pofff is hakkinda yazarken bile icim sIkILdI!


bunlarin disinda LSAT sinavina girmistim aralik'in basinda, 1-2 hafta icersinde sonuclar gelir belki daha once bile olabilir. korkuyorum tabii sonuctan ama artik elimden geleni yaptim diyorum. basvurmak istedigim okullari da belirledim, hatta hawaii'ye bile basvuruyorum, istedikleri puan dusuk diye :) gerci ben oraya gitsem okul, ders, mers 1 haftada boslarim ama super olur ya :p


bugun icersinde bir post daha yazacagim, onu buraya sIkIstIrmak istemedim..bir de iku ne alemde diye merak edenleriniz olursa diye kisa kisa yazayim dedim...ve bu yaziyi bitirdim (:

Saturday, December 13, 2008

20 yas disi sendromu!


dun dis doktorunda randevum vardi. gayet laylaylom bicimde gittim, benim oyle korkularim pek yoktur. daha once cektirdigim 2 adet 20 yas disimi cektirmenin rahatliginda, alttakilerden bir tanesini de cektirmeye karar verdim. kac bin tane igne yedim sayamadim ama uyusmuyordu bir turlu. doktor gelip gidip "dilinde bir karincalanma hissediyor musun?" diyordu, baktim bekleyis uzuyor "yaa evet azicik var" dedim. demez olaydim! amcam once bir guzel damagimi ve yanagimi yardi..buraya kadar normal, bekleyis suruyor. "aci hissedersen bagirirsin, dururum" dedi..."haaaa haaaa" dedim agzim acik ancak :) Allah'im adam ne kadar gucu varsa bir asildi, benim diste uyusma sifir, cigligi bastim tabii...disime asilirken bir de "emin misin aciyor mu?" diyor. acidan herifin elini isiricaktim ki o zaman anlayacakti aciyi. neyse birakti.."yok yok uyusmamis bu, belli" dedi.."yahu niye birakmadin uyusmadiysa, cene kemigimle beraber gelicekti nerdeyse" dedim..pis pis siritti, bir igne daha vurdu. ve yine asildi...evet bu sefer olmustu...acisiz, sizisiz kurtulmustum...

taa ki dikis islemine baslayana kadar...adam dikemiyor! ip birbirine dolandi, kordugum oldu gozumun onune, dikisler tutmadi...basimda tam 3 tane ogrenci de var, "hocam dikisler tutmuyor" falan diyor...yusuf yusuf oldum ben orda! "cift dikis yapalim o zaman" dedi...sanki diktigi dugme anasini satiyim!!
dikis islemi bitince de "yarina bir agrin olursa iki cafeinli kahve icer kendine gelirsin" dedi. ne bir antibiyotik ne bir agri kesici, oylece ciktim. gece ictigim 4 tane agri kesici bana misin demedi -ki ben basim deli gibi agridiginda bile tek bir agri kesiciyle yetinen bir insanim. cayir cayir yaniyorum resmen, sag tarafimda bir agirlik hissediyorum. butun gece beser dakikalik uykularla gecirdim. sabah banyo yapmaya bir kalktim, felaket!!!!! yanagimin icinde resmen tenis topu buyuklugude bir sis. agzimi acamiyorum, cenem kilitlenmis. boyle bir aci yok, boyle bir agri yok! direk doktorun ofisini basmaya gittim :) "aaa niye o kadar sismis ki!" diyor yardimcisi, "ulan topunuzun allah belasini" "Kore'nin nufusu kadar basiniza tas yagsin (dr. Koreliydi :p )" deyip sayiyorum Turkce! neyse recete falan yazdi, almaya gittim herkes suratima tuhaf tuhaf bakiyor. dayak yemis gibiyim, gozlerimin alti da uykusuzluktan cokmus. rocky balboa amcanin disi versiyonu bir sekilde eczaneden ciktim.

sonra da sevdicegin evine gittim. "yuuhhhhhhhh" "kizim nolmusss yuzuneee" "ahahahhahahhaa".........kendisi de sinuzit + grip bogusuyor. iki hasta oturup birbirimize baktik bugun :)

bu arada aksam oldukca yanagim daha cok sisti...resmen dikis yerlerim patlayacakmis gibi duruyor, yutkunamiyorum bile! bu konuda deneyimli arkadaslarin tavsiyelerini bekliyorum!

Tuesday, December 9, 2008

konus(a)mamak



niye hep boyle oluyor? niye ben konusmak istediklerimi acik acik soyleyemiyorum? niye hersey boyle dolambacli olmak zorunda? babamla bile -ki kendisi hayatta en rahat konusabilecegim dost kategorisine de girer, bir sey oldugu zaman donup kalirim. icimdekini atamayinca da ya iyicene suskunlasirim ya da oturur yazi yazarim. bu yuzden babamda birikmis cok mektubum vardir benim. yazarken istedigim kadar ozgurum cunku kelimelerimi istedigim gibi secebilirim. olmadi karalar yeni bastan baslayabilirim. ama konusurken oyle degil -ki ben uzgun ya da sinirli oldugumda cok da sakin olamiyorum. ani tepkiler hep kaybedisimin sonunu hazirliyor. gunlerdir sevdicek neyim var diye soruyor. cevap veremiyorum, her zamanki gibi...hem cok sey var hem de hicbir sey yok. bunu aciklamasi zor. aklimi kurcalayan bir ton sey var mesela, ama uzun vadede dusununce belki bir cogunun aklimi karistirmasi da sacma. bir yanim kendini suyun akisina birak diyor, bir yanim sorunlari cozmeden adim atmama izin vermiyor.

"i can't explain, you would not understand. this is not how i am. i have become comfortably numb."

"I feel like I'm drowning,

trying to catch my breath.

Don't know what is happening,

there's no sense of time.

Deep underneath my skin,

feeling the pain within hear my cry.

I feel drown towards you can't resist,

I don't know why.

My life is changing I cannot recall, where I've been before

The abyss of your eyes, meaning so much more, am I losing my mind??"

Thursday, December 4, 2008

it's music time!


bloga iki sarki ekledim...ikisi de uzun zamandir dinlemedigim ama bugun yeniden kesfettigim sarkilar...dinleyin!
ben seni susacak kadar
ben sana susayacak kadar
ben seni beni susturacak kadar sevdim
öyle büyük ceza ki bu ikimize iyiliğimiz için kestiğin
artık afrikadakiler yaşar biz ölürüz

sacma sapan bir yazi


dun geceden beri cok kotuyum..durmadan cikariyorum ve icim disima cikti resmen. adam akilli uyuyamadim bile, sabaha kadar dondum durdum aradan gelen kusma krizlerini saymazsak. en sevdigim sey gece yatmadan once dusunmek uzun uzun...basimi yastiga koyar koymaz uyurum aslinda ama geceleri pek oyle olmuyor. sanki bir tek o zaman kendimle basbasa kaliyorum.


dun gece muzik calarken bir yandan gun boyunca neler yasadigimi dusundum. sanki beynimde bir dvd player var ve ben oturmus film gibi kendimi izliyorum. icimden binlerce kelimeler, binlerce cumleler, binlerce kararlar gecti. sonunda kendimi yordugumu anladim. hayali tartimin kefelerine kafamdaki dusunceleri koyup tarttim, hangileri agir geliyor diye...agirlik demisken insan ruhu 23 grammis...benimki cok daha agir geliyor.........................


uzun yillardir konusmadigim bir arkadasimla konustum bu sabah...18 temmuz'da evleniyormus. oyle garip hissettim ki kendimi...13 yasindan beri tanidigim, cok kotu zamanlarimizda birbirimize sigindigimiz, beraber deli gibi guldugumuz ama ulke degisimi yuzunden zamanla kopan bir dostum...en son 2 sene once antalya ucaginda karsilasmistik, ikimizin de yaninda baska insanlar oldugu icin konusamamistik fazla ama..hani bazi insanlar vardir ya seneler boyunca gorusmeseniz bile, karsilastiginizda sanki hic ayrilmamis gibi hissedersiniz..o da iste oyle ozel bir insan benim icin. sabah sabah konusurken eski gunlerden bahsettik, gulduk ama bir seyler buruktu iste. "seni onunla tanistirmayi cok isterdim" dedi...insan kendini oyle kotu hissediyor ki! sanki herseye gec kaldim, kendime, sevdiklerime, dostlarima...sonra gelinliginin resmini gonderdi bana ve biliyorum 18 temmuzda o su ana kadar gordugum en guzel gelin olacak. seni cok seviyorum minik tavsanim, insallah hep bugunku gibi mutlu olursun.........

Wednesday, December 3, 2008

bu bicim















hiçbir kadin hiçbir erkegi ve hiçbir erkek hiçbir kadini.

bu biçim, bu biçim, sevmedi.

yoklugu ekmege katik edip, sevgiye açligi eklemedi.

gözyaslarinin hiçbir teki, bu biçim düsmedi.

böylesine dolu dolu aglamadi, hiçbir kucakta hiçbir bas.

ve hiçbir elveda bugüne dek bu biçim söylenmedi.

hiçbir aksam o aksam gibi kanarcasina batmadi o günes.

ve hiçbir günes onlari bir daha bu biçim, bu biçim görmedi.

hiçbir kadin dedim ya,

hiçbir erkegi ve hiçbir erkek hiçbir kadini.

bu biçim, bu biçim, sevmedi.