Saturday, September 27, 2008

gotcha!


sabah uyanir uyanmaz pc'nin basina oturdum, aninda blogger tabii :) deli bir aliskanlik oldu ya. hayir yani blog yazmaya baslamadan once de okurdum ama boyle uyanir uyanmaz hortlak gormus misali degil. neyse efendim yine bir suredir takip ettigim ve okumaktan deli zevk aldigim osuruktan teyyare'nin sayfasini ziyaret ediiim dedim, ziyaret ne kelime her gun girmezsem eksik hissediyorum kendimi o derece baglimlilik yani :) son yazisinda sobelenmis bu cimcime, bir nevi anket doldurmus :p, hani su ilkokul caglarinda yaptigimiz anketler var ya ole bisi iste. yazinin sonuna bir geldim, bir baktim sobelemis beni...bi heyecan yaptim ki anlatamam yani :p ne kadar eziklesmisim ya, sobeyi gorunce millet fellik fellik kacar ben aninda bloguma kostum :) herrrr neyse, simdi gecelim sorularimiza :p

Soru 1:İsminiz?

bu isim konusu cok faydali aslinda bilio musun? lisede bir arkadasim boyle eski anilari depresmisken anket defteri yapti, lisede de cus yani di mi? ama yapti ve aslinda cok faydali seyler cikti ortaya :p cunku arkadas defteri her gun birine veriyordu, o kisi de eve goturup yaziyordu ama tabii ondan oncekileri de caktirmadan okuyordu :p ee tabii isimler de yazili olunca daha bi keyifli oluyordu..mesela bu anket defteri sayesinde iki en yakin arkadasin ayni kisiden hoslandigi ortaya cikmisti ve okul capinda buyuk bir kiz kavgasi izlemistik :p jerry springer show gibiydi ki bu konuyu ilerde bilmeyen kuzucuklarim icin anlaticiiimmm :) amma uzattim ya ismim valla surekli degisiyor, ama sevenlerim iku diyo...simdi bu iku nerden geldi onu da anlatayim kisaca :) cem yilmaz'in G.O.R.A filminden alinti..hani kacma planlari yapip, kaciyor ama sonra geri donuyor ya. iste o geri donme sahnesinde ceku'yu gorup "cekuuu balimm ben geldim" deyip sariliyor...iste o gun bugundur, adimiz "iku" ya da "ikubalim" hih iste ole..hoh be ne yazarmisim :)

Soru 2: Nerelisiniz?

benim anne baba ayni taraftan olunca kucukken hic bi problem cekmedim bu konuda...ben dogma buyume istanbul'luyum, ama bu soruya genelde anne/baba'nin dogdugu sehri soylerim..neden ben de bilmiyorum :) soylemesem valla asiret gelir bulur asar beni :p bir gun sevdicek, benim anne baba oturuyoruz..sanirim sevdicegin bize ilk geldigi gundu. neyse yemek yedik, sonra tatli cay muhabbetiyle oturuyoruz. ne olduysa konu cocuklara geldi...benim sevgilim asker cocugu oldugu icin kendisi ve kardesleri ayri ayri sehirlerde dogmus, anne/baba da oyle. babam tabii simdi torunlarin ilerde ne diyecegini dusunuyor (benim baba biraz kendi olan seylere fazla duskundur, ister ki yuzyillarca ole devam etsin hersey :) ) tabii benim saskin sevdicekte hemen atladi, "baba nereliyse cocuk da oralidir, dolayisiyla bizim cocuklar erzurum diyecek" dedi...ortam da bir sessizlik oldu tabii, ben diorum babam simdi atlayip karsi atak gelistiricek ama guldu sadece :p neyse yaa ben de her soruya destan yaziyorum masallah..kisacasi efendim sivasliyikkk, hatta gs'den sonra tuttugum takim da sivasspor :p

Soru 3: Yaşadığınız Yer?

yuu-ess-eyy...Bush'a yakin bir yerler :)


Soru 4: Mesleğiniz?

valla ben de meslegimi tam olarak bilmiyorum :) her isi yaparim abi :p insan kaynaklari...bu da nasil bir isimse! eleman buluyorum iste :p burda hukuk okumak icin once uni.nin bitmesi gerekiyor, ne yapalim ne secelim diye dusunurken, isletme'yi sectik (klasik secim)...1 hafta sonra LSAT'e girip meslegi degistirmenin ilk adimini aticaz kismetse :p

Soru 5 : Hobileriniz?

uyumak :p cok guzel uyurum valla, arabada, evde, iste, her yerde..yeter ki kafami koyayim soyle bir 10 saniye, direk dalarim :) ilerde, buyuyunce :p, evime bir havuz yaptirip yunus beslemek istiyorum :))) hobim bu olsa super olur valla :)) iyi resim cizerdim seneler evvel, lisedeyken falan sergiye gitmis bi kac tane tablom vardi, simdi nerdeler bilmiyorum bile, sonra yuzmeye sarmistim bir ara, iki altin madalya yaptim biraktim :p, sonraaa bi ara gym'e sarmistim, ondan da sIkILdIm, tenise baslayayim dedim, cok yorucu geldi :) bunun disinda kitap okumak acaip hosuma gider, kucuk hikayeler de yazarim kendi capimda arada bir, futbola bayilirim!...su aralar hobim blogger ve youtube :)

Soru 6: Evli misiniz?

henuz diiliz, hatta dusundukce cok uzuldugum bir sey de var...sozlendik, nisanlandik falan ama sevdicek bana evlenme teklifi bile etmedi..ole kendiliginden gelisti olaylar..baktik beraber hayal kuruyoruz ilerisi icin, e yuzuk takalim falan gibi bisi oldu :p oysa ben ilerde cocuklarima anlaticagim, sevincten boyle aglayacagim, "evettttt, evettt" diye bagiracagim bir evlenme teklifi hikayem olsun istiyor(d)um..yoksa gec mi kaldik? :)

Soru 7: Kaç çocuğunuz var?

cocuk mocuk yok...bi sure de olmasin zatiiii, hazir degilim :p evlenmeden olmassss :D


Soru 8: En sevdiğiniz yemek?

hani bir soz vardi ya, "yemek icin yasamamali, yasamak icin yemeli" falan diye...iste ben 1. gruba giriyorum. yemek icin yasiyorum :)))))))) yemek yemek benim icin bir zevk ama ole her yerde her seyi yemem. mesela misafirlikte nerdeyse hic yemem..hijyen benim icin cok onemli :p bazen de utanirim falan :p en sevdigim yemek cok var yaa :) en basta manti, mercimek corbasi, yayla corbasi, kung-pao chicken, patates kizartmasi, chipotleeeeee, patlican kebabi, mantar'li hersey, kumpir, veee hayat boyunca yemekten bikmayacagim tek sey Zeytinnnn!!

Soru 9: Sevdiğiniz müzik türü nedir?

ya simdi soylesem gulersiniz :p aama soluceemmm, arabic techno..simdi bu da ne oluyor, mezdeke mi dinliyorsun eheuehueeheu gibi ebleklikler yapmayin..bak kim dalga gectiyse, sonradan asik oldu o muziklere simdiden uyariyorum..hayir efendim mezdeke gibi diil, darbuka ve trance karisimi hersey benim hosuma gidiyor :) fikir fikir olucak boyle, onun haricindeee sezen aksu favorimdir. serdar ortac'tan tiksinirim, kenan dogulu'da ehh isteeee.

Soru 10 : Nerelere gitmek istersiniz?

bana kalsa butun dunyayi gezerim valla :) acayip merakliyim boyle seyahatlere falan..oncelikle butun tropikal adalari gezmek isterim..karayipler, bahamalar, seyseller :p santorini'ye cok gitmek isterim bir de italya'ya..kucuk bir avrupa turu hic fena olmaz aslinda :) ama karar verdik sevdicekle her sene 1-2 ulkeye gidicez :)

hoh yaaa amma yazarmisim hii :) ben yazarken fenalik geldi, umarim okurken size fenalik gelmezz..ben kimseyi sobelemiyorummm bu anket benimle birlikte tarihin tozlu sayfalarina gomulsunn :))) ha-ha-haaaaaa (erol tas gulmek efekti :p)

Wednesday, September 24, 2008

MSN'den laf sokusturma


LSAT'e 10 gun kalmis ama ben oturup sevgilimin odevlerini yapiyorum ofiste. dun son LSAT dersine gittim ve sIkIntIdan patladim resmen. hoca son 3 ayin ozetini yaparken ve ben karin agrilari icersinde kivranirken artik bagiracaktim nerdeyse. defterim feci yaratici sekillerle doldu o ayri mesele.


sevgilimin derslerine bakarken bir ara sIkILdIm ve msn'imi acayim dedim. iki-uc laf edip, kakara kikiri moduna girerim hesabi. fazla uzun bir contact list'im yok, zaten pek msn hastasi da sayilmam. ama listemdekilerin personal message kismina bakinca resmen bunalima girdim ya. sanki uzun bir yoldayim da, yanimdan gecen TIRlarin tampon (tampon mu oluyor orasi :p) yazilarini okuyorum. herkes bir laf sokusturma cabasi icersinde!


ornek-1: "daglar onumde egilmisken, kayalara yalvaramam!"


bu nedir Allah askina ya? onunde egilen daglar da neyin nesi? kayalar kimin fesi? bu belli ki birisiyle bir ara kaynasma devresine girmis, ama adam buna yuz vermemis..kacan kovalanir hesabi...ya da eski sevgilisine, "olm bak senden sonra kimler kimler geldi hayatima, seni unutali cok oluyor" mesaji da olabilir. yuru be kim tutar seni?? koca koca daglar egilmis onunde, sen hala msn'de "bohuhuhuuhuh acaba goruyor mudur mesajimi, acaba seviyor mudur beni hala pinaaaarr?" diye bogur arkadaslarina. ezik misin kardesim, kime bu hava civa??


ornek-2: "ben secilmem, secerim!"


peeehhh..baska bir sidik yarisi daha.. ben secilmem, secerimmis..neyi seciyorsun kardesim? pazardan kavun mu aliyorsun ki, dibinden koklayip seciyorsun? tovbe tovbeeeee!


ornek-3 "arkamdan konusan, onumden yesin..."


bak aslinda bu yaratici olmus :) yalniz arkadas biraz ikileme girmis. cunku aslinda sunu yazarak o da direkt soylemekten cekinmis, ince ince laf sokusturma olayina girmis. cesaretim yok, ortaya laf atiyorum ama yine de korkun benden falan filan..hiii evet canim evet, sen boyle dedin ya feci tirstim senden..


bunlarin haricinde ormantikkk sarki sozleri yazip kucuk emrah pozisyonlarini alan da var, onlara hic sozum yok zaten..dusene vurulmaz hesabi :p


bir de kendilerini gece alemlerinin krali, aranilan elemani ilan edenler var ki, onlar zaten ayri bir blog konusu olur. yok sapphire'daydim, yok lucca'dan yeni geldim, yok reina'da sampanyalar esliginde donuma kadar islandimlar..manyak misin kardesim, neyi kanitlamaya calisiyorsun, ne olmaya ozeniyorsun?


dusundum de msn listemi arindirma zamani gelmis de geciyor bile :)))) simdilik appear offline olma vakti :p

Monday, September 22, 2008

kiss the cook


dun sevdicegin evine ondan once gittim, biraz GALATASARAY'imin macini izleyeyim dedim. stresli stresli maci izlerken, sevdicek son gaz garaja girdi. tabii ben de merdivenleri kosar adimlarla indim. hosuma gidiyor onu kapida karsilamak...baya bir acikmisti, kahvalti yapar misin dedim (hazirlamasi en basit oldugu icin :p ) ben de yemek yapmaktan pek hoslanmasam da, yemek yemeyi cok severim :)) neyse efendim, sevdicek kahvaltiyla kanmadi tabii, adam akilli yemek istedi. ben en iyisi sevgilime karidesli, alfredo soslu penne yapayim dedim. suyun kaynamasi zaten bir yarim saat surdu herhalde, penneleri doldurdum icine. neyse pennelerimizi bir guzel suzdukten sonra karidesleri ve alfredo sosunu da koydum. allah'im karistir karistir sos koyulasmiyor, tadi zaten ayri bir rezillik. ben sosla cebellesirken, sevdicek de icerden cemkiriyor, "aciktim ya 10 saatte yemek yapacaksan isimiz var valla. biz bu gidisle her gun annemlere yemege gideriz ahauahauhaua" diye beni dellendirdi adeta. "tamam hayatim, sen gidersin, ben tek basima oturur 10 saatte yaptigim yemegi yerim" diye bogurdum ben de. bu arada sosun koyulasmasini bekliyorum ama nerdeee?! ben de aldim bi guzel makarnayi bir daha suzdum, dolabi soyle bir kolacan ettikten sonra papa johns'un verdigi sarimsakli soslari gordum. sarimsakli sosun uzerine bir de guzel domates dogradim...allah'im o ne muthis bir koku, uzerine de doktum makarnalari, karidesleri oohhhhhh bir guzel karistirdim tencerede...sevdicek "oyyhhh cok guzel koktu yaaa" diye gonlumu almaya calisirken, ben sessiz sessiz yemegi yemesini izledim. bayildiiiii!!! 2 tabak birden yedi "hmmmmm" lar esliginde, tabii surekli iltifatlar da cabasi :)

simdi bu olay beni niye sevindirik etti hemen yazayim..sevdicekle tanistiktan 1 ay sonra arkadaslarin evinde barbecue partisi veriliyordu. kofteleri hazirlamaya gonullu oldum. kofte harcinin uzerinde 3 cay su bardagi yazan yeri ben 3 su bardagi okuyarak, rezil bir kofteye imza atmistim..bunun haricinde tuna balikli makarnayla bir kisiyi zehirlemisligim ve fazla kaynamis pirinclerle berbat dolma yapmisligim var.. tabii bunlar birikti birikti ve igrenc yemek yaptigim tum cumle aleme yayildi. sevdicegime herkes yemek konusunda aciyan gozlerle bakip, "olm yandiniz siz, ya zehirlenirsiniz ya da solugu disarda alirsiniz" gibi bir suru abuk subuk osuruktan laf atmalar...yani anliycaginiz bu penne'ler benim yemek becerimin gururunu kurtarmakla kalmamis, en ust seviyelere tasimistir sevdicegin gozunde :)

heytt be kim tutar beni :)))

Thursday, September 18, 2008

schroeder sevgilim!



peanuts'i izleyen var mi aranizda bilmiyorum ama charlie brown benim en sevdigim karakterlerden biridir. peanuts'da charlie brown kadar unlu olmasa da schroeder karakterini de inanilmaz seviyorum. neden? cunku bana tam olarak sevgilimi hatirlattigi icin :) kendimi de lucy'den farkli gormuyorum. hatirlayamayanlar icin hemen ufak bir ipucunda bulunayim. schroeder surekli piyanoda beethoven, mozart calan ve baska seylerle ilgilenmeyen ve lucy'nin yogun ilgisinden ve askindan (!) sIkILan karakterdi. schroeder basini one dogru egmis muhtesem eserler calarken, lucy kolunu piyanoya dayayip schroeder'a onu ne kadar sevdigini sorar, ya da ilerisi icin planlarini anlatir durur.




evet, ne yazik ki (!) bazen kendimi lucy'nin sarisin ikizi olarak goruyorum. biricik sevgilim tv'de bitmek bilmez ispanyol ligi, ingiliz ligi, italyan ligi, turk ligi futbol maclarini izlerken, ya da laptopunun basinda araba forumlarina girerken, daha da olmadi arabasini modifiye ederken basinin dibinde bidi bidi ederken buluyorum kendimi. arada bir onaylar, ya da kisa kisa fikirlerini belirtir ki "beni dinlemiyorsun sen bohuhuhuhuhu" diye honkurmeyeyim. ve ben her yarim saatte bir "beni opsene", "sacimi koklasana bak ne guzel kokuyor", "ben cok aciktimmm", "ben cok bunaldim", "ayy inanmiyorum suna baksana, bunu yapsana", "oyyy oyyy bebegim benim, isiricam bir kere kizma timam miii?" diyerek cileden cikartiyorum. evet, cok mide bulandirici bir asik oldugumun farkindayim, ama 3,5 senedir hala benden bikmadiysa :) o kadar da kotu sayilmam herhalde di mi? Di, di!! sanirim tek kotu huyum kiskancligim, hayal gucum masallah oyle zengindir ki, kucucuk detaylardan olay cikarma boyutuna ulasmam 0.5475 saniye suruyor. yani bazen ben bile kendime sasiriyorum, ve isin garip tarafi yarattigim senaryolara bir sure sonra inanmaya da basliyorum. schroeder'im beni yakinda bir psikologa goturup, odalarda kapatmazsa mutlu bi gelecegimiz olabilir :)

Tuesday, September 16, 2008

can sIkIntIsI


bu aralar canim acayip derecede sIkILIyor. yani hayatima soyle bir donup bakiyorum. sanki yaptigim hicbir sey ben istedigim icin gerceklesmemis gibi. ozellikle su son zamanlarda sinav muhabbetinden bana gina geldi! babamlarla gunde 2-3 sefer konusurum, ne yaptin ne ettin oyle sudan muhabbetler. ama tr'den geldigimden beri "sana cok guveniyoruz", "mutlaka basarmalisin", "bunun haricindeki alternatifleri dusunmemelisin" bile..hatta ve hatta "sinavdan iyi bir skor aldiktan sonra hemen bir cince kursuna yazilip cince ogrenmelisin. yeni trend bu"...bunaldim hem de acayip sekilde! hukuk kendimi bildim bileli okumak istedigim bolumdu ama su ruhsal baskilardan sonra kendi hayalimden bile sogumus durumdayim. sanki kendim istiyorum diye degil de, onlar istiyormus diye yapiyorum. bu sorunumu dile getirdigimde ise, "biz herkese senin hukuk masteri yapacagini soyledik, bu saatten sonra vazgecme olmaz.." pofff!!


ailede her zaman "asi" olarak adlandirildim, kendi bildigimi okudugum icin, hatta disaridan bakan biri olsa belki beni "nankor" olarak bile degerlendirebilir. ama gercek hic de oyle degil! dogdugum saniyeden itibaren, evin en kucugu oldugumdan olsa gerek, herkesin yapmak isteyip de yapamadigi hayallerini bana yuklemesiyle hayatimin plani zaten cizilmisti. evet, yalan yok...cok iyi okullarda okuyup, iyi bir cevrede yetisip, hic zorlanmadan, mucadele vermeden bir cok seye sahip oldum. ama belki de sahip olmak istediklerim bunlar degildi. yani artik neyi isteyip, neyi istemedigimden o kadar da emin degilim. su aralar telefonda konusasim bile gelmiyor, cunku konu donup dolasip "benim" hayatima geliyor.


disaridan cok mutluyum, takintisizim falan gibi gorunuyor ama icimde oyle buyuk bir yalnizlik var ki...dun sevgilimle tv izlerken, yani aslinda izler gibi gorunurken dusuncelere daldim. cok sevdigim insanlar var yanimda, ama buyuk bir destegin ihtiyacini hissediyorum. ne olursa olsun konusurken kelimeleri secmeyecegim, o an icimden gectigi gibi geldigi gibi bir seyleri anlatabilecegim bir destek. dun aslinda ona cok ihtiyacim vardi, ama butun gun onun araba ve pc muhabbetiyle gecti. gitmeden adamin birinin kanoyla okyanusa acilisini izliyorduk. adam ogluna ve karisina sarilip kurek cekmeye basladi. arkasindan seslendiklerini duyuyor ama son bir kez donup bakamiyordu. gozden uzaklasinca bir anda kurek cekmeyi birakip, deliler gibi aglamaya basladi. en buyuk hayali uzaklara acilmakti ama arkada sevdiklerini birakmak koyuyordu insana.

ve biliyorum yarin bir gun "ben artik hukuk hayalimden vazgectim, ya da yapmak istedigimden emin degilim" desem en buyuk hayal kirikligi olacagim. benim kanoyla acilan adam kadar cesaretim yok...

my big redneck wedding











ofiste can sIkIntIsindan olmek uzereyken ve LSAT kitabi masanin uzerinde boynu bukuk dururken, ofistekilerden yeni bir program adi duydum: "my big redneck wedding" nedir, ne degildir bir bakayim dedim. simdi bilmeyenleriniz icin oncelikle kisa bir aciklama yapalim: redneck genelde amerika'nin orta ve guney kisminda yasayan, ciftcilikle gecinen, sosyo-ekonomi duzeyi oldukca dusuk olan topluluga verilen isim. bir cogu zencilerden ve yabancilardan pek hazzetmez ve pek sevgili ulkelerini onlardan arindirmayi falan hayal eder. fark ettiyseniz pek cogu ve genelde gibi kelimeler kullandim ki, genellemelerin esliginde ayrimci bir manyak olmayalim diye. hmm iste bu white trash'ler ohu ohu pardon redneck'ler icin bir show duzenlenmis ve her yayinda bir ciftin dugun cekimleri bulunmaktadir. ben bu magandalara doyamadim, lutfen iku'cum bize video url'si de ver diyen olursa, aha iste burda da video'su mevcut efendim.






Saturday, September 13, 2008

British English

bugun sevgilimi biraz kafasini dinlemesi icin yalniz biraktim..her gun her gun benim simarikligimdan bikmasin diye :) biraz soru cozdukten sonra youtube'daki yerimi aldim her zamanki gibi. tr'de falan olsam youtube kisitlanmasindan siyirirdim herhalde, ona da tiklayayim, buna da tiklayayim derken bir bakiyorum zaman almis basini gidiyor. ilerde bloguma kendi videomu da koymayi planliyorum. tabii azicik forma girdikten sonra :) bir de askimi video yapmaya ikna ettikten sonra :p

youtube'daki videolari surf yaparken bir kac cocuk videosuna denk geldim. ingiliz aksani kendimi bildim bileli garip bir haz vermistir bana. her ne kadar burdaki insanlar ingiliz aksaniyla dalga gecip, anlamadiklarini savunsalar da...bence oldukca tatli, ozellikle kucukler soz konusu olunca...iste videolar :)

Chalieee bit my fingaa




bu embed olmuyor dostlar, lutfen tiklayin

bluuudd



konuyla alakasiz ama bu da acaip komigime gitti: (I like you Mommy only when you give me a cookie :p ) insallah yarin bi gun bi sipacigim olursa buna benzemez :)

no cookie no love


Wednesday, September 10, 2008

don't hate, appreciate!


bugun cok uzun zamandir takip ettigim -gerek blogu olsun, gerek eksi sozluk olsun-, arkadaslari tarafindan "pireti" olarak anilan, feci samimi, fazla pembemsi, deli dolu bir yazardan comment aldim. sizi bilemeyecegim ama ben acayip sevindirik oldum, yani yazilarini begenerek okudugum kisinin, benim abuk subuk henuz cok "taze" bloguma girmesinden dolayi :)


sonra commentini okudum ve beni dusundurdu..okumaya usenenler icin (useniyorsan blogda isin ne aslinda? :) )


"begendigi seyi takdir edebilen insanların hastasıyım. hele kadının kadını takdir edebilmesi ve bunu yuksek sesle soylemesi cok buyuk bir deger. tesekkur ederim ictenligin icin, ibret olsun hasedinden sagda solda abuk subuk konusan, sırf bok atmak icin samimi gorunen insanlara. =)"


dunyanin hangi cografi bolgesinde olursaniz olun, insanlara ozgu ama insanlik disi duygulari hepimiz bir parca tasiyoruz. ve pireti (umarim boyle yazmama kizmaz kendisi) oyle bir olaya parmak basmis ki, flash back yaptim ister istemez. insanlar neden kendinden baska birinin iyi olmasini istemez ve gereksiz kiskancliklara girer? basarilar neden hep gecistirilir ve ustu kapatilmaya calisilir? hirs olayini belki bir derecede anlayacagim. yani mesela bir sinava hazirlaniyorsundur, senden onceki orneklere bakarsin ve basari oykulerini falan okursun, bir anda gaza gelirsin. "yahu benim eksigim ne? ben de yapmaliyim" falan filan dersin. ama takdir edememeyi ben anlayamiyorum...yani bir insani basardigi bir seyden dolayi, ya da herhangi bir seyde cok iyi oldugu icin, veya sirf bir nedenden dolayi begendigimizi neden soyleyemiyoruz? bir tarafimiz mi eksiliyor? onu overken, kendimizi mi yeriyoruz? HAYIR!


kisisel ve mazide kalmis konulari burda cok fazla didiklemek istemiyorum ama gecmisime donup bakiyorum ve farkinda olmadan ne kadar cok boyle "arkadasim" olmus...bir hayalinden bahsettiginde, "sen yapamazsin, edemezsin" diye ne cok kureltilmeye calisilmisim/calisilmisiz. ve simdiki hayatima bakiyorum...evet, ben hayallerinin bir kismini gerceklestirmis, ve gelecek icin hala bir suru hayali icin calisan sansli insanlardanim.


biliyorum bu konu uzadi biraz ama isin ozu su cekirgelerim: insanlari takdir etmekten cekinmeyin, inanin bana kiskanclik duygularinizi bulutlara gonderince cok daha huzurlu bir hayat sizi beklemekte!

Tuesday, September 9, 2008

he's the one...


ben bu cocugu seviyorum yaa!! hem de oyle boyle degil yani, boyle sarilinca kalbimin icine sokasim geliyor. bugun sevguluumm isten izin almisti, doktora falan gidicekti. oglene dogru aradi, ne yapiyorsun dedi. isten bunalmis ben, "hicc, oyle bir kac dosya var onlari bitirmeye calisiyorum" dedim, "hmm ben de oyle bos bos duruyorum. isim yok yaaniii" dedi, "yemege cikalim o zaman" dedim, "tamam" dedi direk :) ya bi sevindirik oldum anlatamam, normalde sevguluu diye yazdigim sahis hafiften tembeldir :p zaten aksama gorusucez falan deyip basindan savardi aslinda, o yuzden yuregim pir pir etti resmen :)


chipotle'de oturmus konusuyorduk oyle, gelecek hakkinda falan. birseyi farkettim, sanki boyle yillardir evli ciftlere donmusuz. bunu derken oyle monoton birseylerden bahsetmiyorum. demek istedigim birbirimizi oyle tamamliyoruz ki, butun gibiyiz, bir gibiyiz...dusuncelerimiz, beklentilerimiz, gulusmelerimiz, sikayetlerimiz, hersey ama hersey oyle icice gecmis ki!


bir de uzun suredir yaptigi bir seyden dolayi aslinda cok mutluyum ama belli etmiyorum. yuzugunu arada bir takmayi unuturdu, ben de bazen soylenirdim. tr'den donusumde, o surekli takip cikaracagin bir aksesuar degil hayatim, takarsan mutlu olurum falan dedim. o gunden beri hep takiyor..bugun kendimi boyle acayip evleneyim, evimin kadini olayim modunda gordum ama ne bileyim iste mutluyum da bu durumdan. evlilik lafini soylemekten bile fellik fellik kacan ben, su 3,5 senedir yasadigim mukemmel iliskiyle farkli kulvarlara yoneldim.


aslinda cok degisik bir duygu bu. yani ben ona bakinca sadece dugun olayini falan gorup heveslenmiyorum. cok daha ilerisini dusunuyorum, mesela bir baba olarak hayal ediyorum.."baba" kelimesi bile onun uzerinde farkli duruyor. gecen misafir olarak gelen cocugu kucagina aldi, konusuyordu falan, kimyam degisti resmen. ama hepsinden guzeli, onunla beraberken o duyulan sonsuz sicak huzur var ya, sarip sarmaliyor insani. bryan adams'in sarkisi bugun beynimin her hucresinde tatli tatli dans ediyor tabii benim uyarlamamla :)


To really love a man

To understand him -

you gotta know it deep inside

Hear every thought -

see every dreamN' give him wings -

when he wants to fly

Then when you find yourself lyin' helpless in his arms

You know you really love a man

When you love a man you tell him that he's really wanted

When you love a man you tell him that he's the one

he needs somebody to tell him that it's gonna last forever

So tell me have you ever really - really really ever loved a man?

To really love a man

Let him hold you - til ya know how he needs to be touched

You've gotta breathe him - really taste him

Til you can feel him in your blood

N' when you can see your unborn children in his eyes

You know you really love a man

When you love a man you tell him that he's really wanted

When you love a man you tell her that he's the one

he needs somebody to tell him

that you'll always be together

So tell me have you ever really - really really ever loved a man?

You got to give him some faith -

hold him tight

A little tenderness - gotta treat him right

he will be there for you, takin' good care of you

Ya really gotta love your man...

Sunday, September 7, 2008

totally bored!


bugun butun gun evdeydim...neden?! cunkuuu haberlerde bas bas bagiriyorlardi, yok soyle firtina gelecek, yok boyle goz gozu gormeyecek, aman disari cikmayin, kum torbalarinizi alin, yiyeceklerinizi stoklayin..blah blah...sanirsin aylarca eve kapanacagiz. ben de firsat bu firsattir deyip LSAT'ime calisayim, sinava 1 aydan az kalmis azicik soru cozeyim falan dedim. eh tabii ben yerimde duramam, yarim saat soru anca cozdum..bir de birseyi farkettim is ders calismaya gelince, nedense insanin aklina hep ertelenmis isleri de geliyor. kendi kendime diyorum sunu da yapayim, bunu da yapayim, ondan sonra dersin basina otururum...tabii ben kendimi yine youtube'da buldum, ve sucluluk duygum agir basinca da her 10 soruda bir video izlemeye karar verdim :)..ve ben daha ilk 10 soruyu cozemeden, offflayip pofflamaya basladim..kurstakiler dakika tutarak soru cozerken, ben daha hizli olmayi birak, sorulari dogru cozmekle cebellesiyorum.

sonra ben en iyisi motivasyon icin sevgilimi arayayim dedim. aradik..caliyorr..caliyorrrrr..acan yok. peki iku napti? direk sevgilinin ev telini tusladi. hani firtina var ya, sevgili de arabasini yeni satti ya evdedir nasilsa diye..yok, yok..cikmis gitmis..ben evde pinekleyeyim, afakanlar bassin, o disari ciksin. 1 saat sonra ben halidaki desenleri koyun gibi incelemeye baslamisken, telefon caldi. gizli no.dan biri ariyor, babamlardir diye actim teli. ama askim ariyor arkinin telinden, gyme gitmismis de, cok kas yapmismis da, simdi de yemege gidiyormusmus da...beni niye cagirmadin diye azicik naz yapayim dedim. koca totomu kaldiramayisimdan girdi, ders calismam gerektiginden bitirdi..biz de sustuk oturduk tabii...koca totomla ben..evet bu aralar acayip komplekse soktu beni. elime catali aliyorum, soyledikleri geliyor aklima, butun istah sifirlaniyor valla. ama hala spora baslamadim..pofff sIkInti geliyor gym'de bana. 4 duvar arasinda kostur babam kostur...sevgilim 10 dakikada sadece isinmaya baslamisken, ben butun aletleri 1'er dakika denemis oldugumdan, kapida cikmaya hazir buluyorum kendimi...yok yok valla ileride beni bosar kesin, soyle kilolari bir salladik mi..bazen agzini ariyorum zaten, sisko olursam yine sever misin beni falan duygu somurulerine giriyorum. yok oyle, bakicaksin kendine falan diyor. bulimik olmamak isten degil valla :)

biraz once iki bar bueno'yu mideye rahatlikla indirmis biri olarak, simdi gene bir sucluluk duygusu kapladi valla...dahasi test kitabi onumde acik duruyor...bir 10 soru cozup, bloglari gezmeye devam :)

acil motivasyon lazimm!!!!

Saturday, September 6, 2008

ilk yazi


gunlerdir dusunuyorum blog'a nasil bir theme ya da concept uygun olur diye...ve benim gibi bir saati obur saatine uymayan biri icin ortaya karisik birseyler yapayim dedim :) yani o anki mood'a bagli hersey...ama ondan onceeeee, psikoanaliz yapalim ve olayin derinligine inelim oyle degil mi?

olayin derinligine inelim dedik, dusun dusun tam 10 dakika gecti. simdi efendim bu blogumuzu sevgilim de ogrendigi icin oyle abuk subuk yazilara girmeyecegim, yok erkek tavlama yontemleri, yok bilmem kimin kasi gozu falan :) sonra monument'te sallandirir falan ne olur ne olmaz :p hem zaten ben aradigimi bulmusum, bulamayanlara bol sans :)

simdi gelelim bu aradigina bulma olayina. sci-fi filmleri haric genelde pek film ayirmam..hemcinslerim gibi "aayyy romantik biseyler ac da izleyelim, hosur fosur aglayalim, boyle birini bulamadik diye hayiflanalim" modunda degilim..amma velakin (!) su izledigimiz orrmantikk filmlerde niye ille de evlenme hikayeleri birbirine bu kadar benzer? hayir kastettigim fakir erkek-zengin kiz ya da tam tersi gibi bayat filmler degil, demek istedigim hani hep derler ya, onu ilk gordugun an "iste evlenecegim kisi bu!" melul bakislari altinda eriyen kiz/erkek olayindan bahsediyorum...yani oyle bir dayatma olmus ki artik, millet fellik fellik "elektriklenme" hadisesine takmis durumda...herkes ilk goruste eros'un okunu bir taraflarinda hissedip, "aha da buldum O'nu!" cigliklari atmayi bekliyor. simdi kendimizi kandirmayalim, boyle birseyin 10273892393'de 1 oldugunu hatirlayip, boyle bir olasilikta amortinin bize bile vurmayacagini bedbaht kaderimizdeki deneyimlerimizden anlayalim :)...

ama iste o amorti diye bahsettigim olay var ya, iste o benim basima geldi..evet, evet, ben secilmis biriyim :)...nasil oldu hemen anlatalim (askim sen buralari es gecebilirsin, sonra simarirsin falan)..simdiiiii gunlerden 10 subat, ben osuruktan bir cafede oturmusum, arkadaslarla muhabbete dalmisiz falan...birden giriverdi iste o kapidan iceri...bakiyorum kapidan giren sahsa, yani ben diyeyim 10 siz diyin 100 kaplan gucunde atiyor kalbim boyle kut kut diye...Allah'im diyorum, kim bu ya? gozleri, dudaklari, boyu posu bittim yanii :)))) sonra bu oyle masalara falan bakiyor, geldi geldi bizim masanin onunde durdu. yok ruya bu herhalde modundayim ben, hani su Ice Age filminde findigina kavusmus sincap gibiyim, elimden gelse koala gibi yapisicam cocuga. nitekim oyle de oldu :)))))) gorur gormez "ya benim olursun ya topragin" magandaliklarina girmedim tabii, ya da gidip bilumum gelinlik dergisine abonelik yaptirip pembe panjurlu ev hayalleri kurmadim ama hissettim iste...hayatimda sonsuza kadar kalacagini degil ama yuregimde saglam bir iz birakacagini...neyse buralar cok duygusallasmaya basladi :)

o yuzden bu blog'u askima ithaf ediyorum, iste bu da boyle biline!!

PS: ilk yaziyi yazdik, gerisi Allah kerim :)