Thursday, May 19, 2011

19 mayis 2011...

en son tam 1 sene once yazmisim bloga, oysa anlatilacak o kadar cok sey var ki! yakinda geri donus yapacagim bloguma, affet beni canim blogum :(



Kendi payimiza duseni yasiyoruz...
Herseyin basinda, tum paylasimlarin cok oncesinde bildigin saftim. Kendi dunyamda sadece kendimi severek yasadim, sevemedim, sevmek istemedim.
Saklambacin cocuk oyunu oldugunu unutup yeri geldi saklandim, yeri geldi ebe oldum.
Kandirdim, kandirildim ve kimi karsima alacagimi anladim
Temkinli davranmayi ogrendim. Saga baktim, sola baktim. Hep yanimdakileri dost, karsimdakileriyse dusman sandim...
Sonra bir gun kafami kaldirip gozlerine baktim.
Kalbimde olduktan sonra kisi neredeymis hicbir onemi yokmus...
6 sene gecti...6 koca sene ve ben her gune bana dair herseyi biz yapiyorum ve ekliyorum...
Simdi gecmise dair, bugune dair ve yarina dair bir ton sevgi var, ask var, ozlem var

sen yanimda degilken, guzel bir kadin olamiyorum, olmak istemiyorum...cunku bir tek beni sen begen istiyorum, beni sen izle...arabaya bindigimde, yanina geliyormusum hissi pesimi birakmiyor. gittigimiz yerler, kaldigimiz oteller, seni opmelere doyamadigim mekanlar...sanki arabadan inmeden once hizli hizli parfumumu sIkIp, sana dogru yuruyecegim, karsimda senin o muhtesem gulusun olacak..sonra bana cok sIkI sarilacaksin ve ben sana "askim biraakk nefes alamiyorum" diye sitem edecegim, sen daha cok gulecekmissin gibi. besiktas formasiyla elimi tutarak, bir yandan beni severek, bir yandan besiktas macina heyecanlanarak izleyen bu adami ben cok seviyorum. ve o adamla ilgili mukemmel hayallerim var, once esim olacak, sonra bebislerimin babasi...sev beni, hep cok sev...cunku ben seni hep cok sevecegim...

Tuesday, May 18, 2010

19 mayis 2005

Hayatimin Anlamiyla 5. senemizi geride biraktik bugun...Seku'suz ilk yildonumum...Dunyanin en mukemmel sevgilisiyle, en mukemmel 5 yili...Hayatimin anlami, yasama sebebim, mucizem! SENI COOOOKKKKK SEVIYORUMMM!!

Monday, February 22, 2010

gercek


Herkes gercegi aradigini soyler


Herkes gercegin onu kurtarmasini bekler


Ama seni ozgur birakan gercegin degil


Sonunda kavustugun yuzudur sevdiginin


Gercegi ogrenmek icin kimi kendini ortaya atar


Kimi de baskasini atese atar


Ama caresizce aradigi sey gercek degil aslinda


Sen bir kutuda birakip gittigin kendini ariyorsun aslinda


Sen fazlasini bilmek istemiyorsun


Sen sadece bir gun senin de sevilebilecegini bilmek istiyorsun


Ve ne yaparsan yap sevilmiyorsan eger


Seni gercek degil


Sokaktan sectigin rastgele birini kurban etmek kurtarir


Gercegi yine de ogrenmek icin yalanlardan orulu bir ipe tutunmak ne korkunctur


Korkunctur sonunda gordugun gercegin en ciplak, en gaddar, en acimasiz yuzu


Ama en korkuncu her seye sahipken bile


Gercegin degil bir aninin, bir hayalin, bir hayaletin pesinden kosmak


Gercekleri saklayarak ulasabilir misin gercege


Anilarin icinde aradigin insani bulabilir misin?


Hic yasanmamis bir hayata gercekmis gibi tutunabilir misin?


Orada olmayan birinin seni hala koruduguna inanabilir misin?


Gercegin o kadar cok yuzu var ki


Senin gordugune inanabilir misin?


Hayal ettigin hersey bir gun bir ihtimal gercek olabilir


O ihtimali yok etmeden unutabilir misin gercekten sevdigin tek insani

Monday, February 8, 2010

gecmis

Oyle bir dongudur ki hayat
Sevdiklerinle yer degistirir durur
Caresiz hep oynarsin ayni oyunu
Bir kere olan her sey olmaya devam eder
Bir kere kactin mi herseyden
Ayni ayak izlerine basarak kacarsin surekli
Bastikca buyur gecmisin ayak izleri
Arkanda biraktikca ansizin onune cikarlar
Kendi ayak izlerini takip edip donemezsin gecmise
Ama yeterince beklersen eger
Gecmis eninde sonunda donecektir sana geri
Gecmisi degistiremesen de
Cagirabilirsin onu kendine
Oyunu bir kere kaybettiysen eger
Silemezsin kayitlarini
Ama yeterli bedeli odediysen eger
Her seyini kaybettigin o masaya bir gun oturabilirsin yeniden
Gecmisin ocunu almak zordur
Gecmisle hesaplasmak neredeyse imkansizdir
Ama bir kere niyetlendiysen o daga tirmanmaya
Sirf kendinin degil dusmanlarinin da deseceksin gecmislerini
Hasimlarinin biraktigi kanli izlerden oyle ustalikla gececeksin ki bu sefer
Kendi gecmisine degil onlarinkine doneceksin bir sureligine
Onlarin ayak izlerine basarak yaklasacaksan onlara
Cok dikkat etmelisin
Senin kim oldugunu hatirlamayacaklar ama
Kendilerini gorurlerse sende
Kendi yaptiklarini hatirlatacaksin onlara
Ama intikam yolunda asil tehlike
Gercegi ogrenmeleri degil dusmanlarinin
Asil tehlike kendi gercegini saklamaya calisirken
Onlar hakkindaki gercegi asla ogrenememektir…

Monday, February 1, 2010

imkansizi istemek


Ben sana yanlis bir yerden edilmis


Buyuk bir yemin gibiydim


Beni hep ayni yerimden yaralayan o eve yine de doneyim isteyim


Ah benim sesimle soylesem de inanmazlar


Benzemiyor cunku bir dile


Dondugum, dondugum ama dondugum


Dondugum bu semah sensin dondugum


Sen benim kara omrume vuran


Suyumu harelendiren sevincimdin


Onu sevebileceginin en yucesiyle sevdin


Titreme daha fazla kalbim


Bagisla kendini artik


Onu da birak gitsin


O senin en ezel gununden kaderin


Sen onu nasilsa bin kere daha seveceksin


Ben senden imkansizi istiyorum


Ben senden artik kendimi istiyorum


Ben artik senden gidiyorum


Elveda can dusmanim


Elveda sevgilim


Ben artik eve donuyorum..!

artik biliyorum yaklasmak hicbir zaman kavusmak degildir!
imkansizi istemenin bedeli, istedigini elde edememektir
artik biliyorum
intikam yemini etmenin bedeli, bir daha evine hic donememektir!

Monday, January 25, 2010

caresizlik


Bir gun herkesin karsisina cikar
Icinden gecemeyecegi bir orman
Asamayacagi bir dag,
bir zamanlar gencken
Yumrugumu vurdugum her tasi kirarim zannederdim
Ama gun gelir
Herkesin karsisina catlatamayacagi bir kaya cikar
Hikayeyi degistiremedikten sonra
Onceden bilmek son sayfada ne yazdigini
Yuk olur insana sadece

Cozumu olmayan sorular sormasi zihnin
Deli eder adami
Ne istediginle ne yapabilecegin arasindaki ucurum
Bir kendinden vazgecersen kapanir kendiliginden
Bir de olumune atlarsan karsi tarafa

En karanlik gununde, en caresiz aninda
Kendini ortaya atiyorsan eger
En umutsuz aninda
Kendin icin degil, cocuklarin icin
Kendini care diye sunuyorsan eger
Yureginde cocugunun sevgisini tutan hic kimse
Caresiz degildir
Tum kapilar ustune kitlenmis de olsa
Birinin kalbinde yer tutan hic kimse
Tutsak degildir kendi kafesine
Caresizlik aradiginin carenin belki de tam onunde olmasi
Ama onu bulacak vaktinin olmamasi caresizlik
Caresizlik cevapsiz kurak bir issizlik degildir
Disarda devam edecek hayattir asil engel
Asil engel sana gecit vermeyen
Seni umursamayan
Seni yutan hayattir asil engel
Asil caresizlik derdin devasiz olmasi degil
Birini iyi edicek seyin
Digerinin kadehine zehir olmasidir

Her secim bir caredir aslinda
Asil caresizlik verdigin secimin zehirli meyvasidir
Elinden bir sey gelmeyince kabullenmek kolaydir
Asil caresizlik kendine "Elimden geleni yaptim mi?" diye sormaktir
Cunku asil caresizlik
Careyi gecirmisken eline
Avuclarinin icinden kacirmaktir

Monday, January 18, 2010

Babam icin...


"ben yarım saattir öksüzüm dayanamıyorum da, o bunca yıldır nasıl dayanmış.." Az once Kapali Carsi dizisinde duydum bunu. Babam geldi aklima...Babasini bebekken kaybeden ve ona dair hicbir anisi olmayan, annesini hayal meyal hatirlayan babam...

Hayatta insanin sevdiklerini kaybetmesinden daha buyuk bir aci yok! Hele kucucuk, minicikken, yasiniz hayal bulutlarinin uzerinde gezinme yasiyken kanatlarinizin koparilmasi...Bir seyi farkettim, seneler gectikce babam hic hatirlamadigi babasini, ve uc bes aniyla sinirli annesini katlanarak ozluyor. Yani acilar zaman gectikce dinmiyor, sevdiklerinin acisi zaman gectikce katlaniyor, ciglar uzerinize uzerinize geliyor. Belki milyon kere dinledigim o uc-bes anisini, babam her seferinde ilk kez anlatiyor gibi heyecanli, ilk kez anlatiyor gibi ozlemli, ilk kez anlatiyor gibi buruk. Ve ben her seferinde anlattiklarindan cok, onun bu cocuksu masumluguna odaklaniyorum.

Gecmisinden bir seyler bulmaya calisiyor, her annesini babasini taniyan insanla karsilastiginda. Bir seyler anlatsinlar istiyor...Babamin en net hatirladigi ani babaannemin oldugu gun...Ilkokula basladigi zamanlar...Annesinden uzakta kaldigi bi donem...Annesinin yanina goturuyorlar, oldugunu soyluyorlar, olumun ne oldugunu tam olarak bilemeyen yetim ve oksuz cocuga. "Annesini son kez gorsun" dediler diyor. "Annem oyle bembeyaz uzanmisti, baktim oyle, optum yanagindan son kez, yanagi oyle guzeldi ki, sanki canli gibiydi..."

Babaannem, dedeme oylesine asikmis ki, dedem traktorun devrilmesiyle altinda kalip oldukten bir kac sene sonra her gun uzuntu icinde yasamis. Uzuntu, beyin tumoru, ve ebedi sevgisine kavusmasi...Babaannem oldugunde 25-26 yasindaymis, arkasinda uc kucuk cocuk birakmis.

Bazi zamanlar oluyor, her seyi birakip gitme istegi doguyor icimde, ya da bazi seylerden yildigim...sonra babamin hayatini dusunuyorum, kendimden utaniyorum. O kadar zor, o kadar cetrefilli bir hayattan gecmiski babam, ve hic ailesi olmadigi icin, anneme ve cocuklarina oyle duskun, oyle bagli ki...onu gordukce sIkI sIkIya sariliyorum hayata ve sevdiklerime...

Sonra bazi zamanlar oluyor, annesini ya da babasini yitirmis insanlar goruyorum, o aci katran katran sariyor her tarafimi. "ben nasil katlanirim bu aciya???" diyorum kendi kendime. Agliyorum, daha yasamadan o aciyi, yasamis gibi agliyorum. Babami dusunuyorum, enistesi oldugunde arkasindan "Annemle babama selam soyle", "keske omrumun tek bir saati bile olsa onlari bir kez gorup sarilsam doya doya", "annesiz, babasiz cocuk kanadi kirik kus gibidir" diyen babami dusunuyorum, ve sormadan edemiyorum..."ben daha bu aciyi tatmadan bu kadar uzulurken, o bunca yil nasil dayanmis??"

Seni cok ama cok seviyorum babacigim...Seni ve annemi ne kadar cok seversem, o kadar cok olsun omrunuzden gecen yillar...

Friday, January 15, 2010

soyadin bende kalmis






sonunda bitti işte sevdamız
bu ev kaldırmıyor ikimizi
hatırla bu eve girerken ikimiz
bir ömür boyu deyişini
sensiz olmaz sanırken bedenim
istemiyor artık bedenini
ödedik yıllarca evli kalarak
bu ödünç aşkın bedelini
toplanıyor eşyalar çekmecelerde sabun kokusu
titriyor ellerim,bavullarda anıların kabusu
taşınan sadece eşyalar değil ki
odalarda,yüreğimde bohçalanmış
herşeyi topladım
birde baktım ki
bende soyadın kalmış...

vazgecmek


Ne yalanlar korkutur, ne nankörlük, ne riya.
Ne verilmiş sözlerin hesabını sorarım
Ne ardından ağlarım, gözlerimi yorarım
Kolay vazgeçmeyi öğrendim artık

adi menekse


Nasil bir sarkisin sen ya? Levent Yuksel yorumunu binlerce kez dinledim sanirim bugun, bir sarki her dinleyiste nasil ayni sekilde insanin canini boyle yakar...? cok yalnizim ya, bu kadar sevdiklerim ve arkadaslarim arasinda cok cok yalnizim..keske her seyi soylemek ve yapmak mumkun olsa...yine sususlar, yine icine atmalar, yine sessizlik..en derininden....


Bu şehrin meydanlarında
Garında
Rıhtımında
Sensizlik bir türlü
Yakamı bırakmıyor

Bütün duraklarda, kahvelerde
Büyük, küçük yalanların
Dönüp dönüp vuruyor
Ansızın beni vuruyor yerden yere

Yok ettim salındığın
Billur aynaları
Şimdi uzun uykuların
Tam zamanıdır

Bir yorgan misali örtündüm yalnızlığı
Bu yıl da aşk buraya hiç uğramadı

Silinsin izim
Hiçliğim sokakta kalsın
Gölgemi yakın
Bu dünya beni yok saysın

Emanet ettim bıraktığın her şeyi
Dedim siz susuz bırakmayın menekşeyi

Wednesday, January 13, 2010

1700!





1700 gun olmus bugun Seku'yla beraber! her gun ama her gun yeniden a$Ik oluyorum ben bu adama! hani bazilari der ya baglanma oyle kimseye sonsuza dek gibi seyler..yok arkadas, baglaniyorum ben bu adama dibine kadar, sonsuza kadar, senin icin en uc nokta varsa oraya kadar!
Hayatin Anlami = SEKU

Tuesday, January 5, 2010

mutlak son

Hepimiz ayri ayri kacinilmaz olandan kacariz
Bu defa umitliyiz
Bu defa kil payi kurtulacagiz
Bu defa hicbir seyi atlamadik
Hicbir seyden korkmadik
Her seyi goze aldik
Ama donup donup arkamiza bakmaktan
Onumuzdekini cok gec gorduk
Hepimiz kacinilmaz sondan kacayim derken
O sonu hazirlayan baslangicta bulduk kendimizi

Sevmek son kertede kacinilmaz sona karsi cikmaktir
Ama o sonu bile bile sevmek
O sonu hice sayip sevmek
Adim adim geriye gider gibi, sifira dogru sayar gibi
Gozunu son kez kapar gibi sevmek
Iste oylesine sevmek
O sevgide hapsolmaktir

Ne gelecekse basina daha onceden gelmistir mutlaka
Kacinilmazi engellemek sirf karsi cikmak degildir mutlak sona
Kacinilmazdan kacmak icin zamani durdurmak yetmez
En basa donmek gerekir
Basa donmekse kapagi acmak degil
Dogru sayfayi cevirmektir

Friday, January 1, 2010

2010 ilk yazi


istanbul'da son gunum..pazar yeniden michigan'a donuyorum, tahminen pazartesi gece 1 gibi evde olurum ve sabah 9da dersim var..evet tam kafayi yemelik! kisacik bu 10 gunluk degisim iyi mi geldi, kotu mu geldi dersen, su son 1 saate kadar iyi diyebilirdim. aileyle icice, guzel ve eglenceliydi...ama 1 saat once kafami karistiran bazi seyler oldu, simdilik o meseleye girmeyecegim. iyi yillar yazisi yazamadim bu yilbasi ama gecen seneki yazdigim yaziya baktim ve hala bazi seyleri yapamadigimi gordum..gecen 365 gunde cok azini gerceklestirebildigim 2008 dilekleri suydu:


Hukuk doktorasina baslayabilmek (istedigim okulda)---istedigim okul olmadi ama basladim


Ablamin evlenmesi :p--- yok ya bu is yas, 10 senede gecse ablam evlenmez


ya da benim evlenmem :))))))))))--- nufus kagidi hala bekar diyor :)


Ispanyolca ogrenmek--- her Turk gibi ispanyolcam bir kac kufur ve nasilsin, iyiyimden ibaret..shame on me!


yeni bir ev ya da studio (eger yalniz yasayacaksam :p )--- evet artik kendime ait bir dairem var, bok varmis gibi...yemek yap, etrafi topla, camasirlari yika, her seyi ama her seyi tek basina yap. 4 ayda biktim valla, bana yaramadi yalniz yasamak!


sevdicegimle gitmedigimiz yerlere kafamiza estigi gibi gitmek--- evlenince belki :) yoksa asiret beni vurur bunu anladim :)


incecik olmak :)--- 2 ay oncesine kadar gayet iyiydim, son 2 ayda yine sistim. haftaya pazartesi baslarim yine diyete :p


is degisikligi (daha 2 hafta oldu ama simdiden bunaldim) --- isi birakali 4 ay oldu, sadece ogrenciyim artikin...her ne kadar gonullu bir issizlik olsa da, kotuymus ya...25 yasinda hala babaya muhtac yasamak :S


bol alisveris (incecik olduktan sonra tabii ki :p ) --- alisveris olayina dur dedim 1 aydir, azimliyim, yaza kadar bir sey almayacagim!


babamlarin "artik 24 yasindasin, kazik kadar oldun, sana karismayacagiz..ne istersen yap" demeleri :))))--- yok valla degil 24, 64 bile olsam hala 4 yas muamelesi...evin en kucugu olmak sandiginiz kadar avantajli bir durum degil!


------------------------


2010 icin hicbir planim yok, ilk kez kendimi suyun akisina birakmayi planliyorum...ayni zamanda bu yil vermem gereken cok onemli kararlar var ve bu kararlar benim tum hayatimi etkileyecek duzeyde. insallah siyirmadan bu yili da atlatacagim!

Friday, December 18, 2009

kisacik

pazartesi son sinava girip, sali gunu turkiye yollarina dusucem...ve carsamba gunu istanbul'da olucam kismetse :) bu sefer cok uzun kalamiycam, 3 ocak geri donus ve 4 ocak yeni donem basliyor tabii finalleri verebilirsem :) simdilik bu kadar bloggirrr, gorusurukkk!

Monday, December 7, 2009

yangin ve menapozlu komsu


bugun hayatim cok heyecanliydi blogger kardes..simdi okuldan eve geldim, biraz msn'de konusayim dedim babamlarla..konusmadan once de cay suyu koydum, naneli cay icmek icin. neyse sonra ben bi ara dalmisim ole nasil olduysa...burnuma bir koku geldi ama o kadar uyku sersemiyim ki, kalkip kalkmamak arasinda direniyorum.

en sonunda kalktim, allah suyu unuttum diye mutfaga kosarken, odamin kapisini acmamla her taraf dumanla doldu bir anda. kostura kostura mutfaga girdim, cayin altini yakacagim yerde corbanin altini yakmisim ve tencere yanmis..goz gozu gormuyor, iyicene panikledim. butun camlari, kapiyi, balkon kapisini acarken, butun binada alarmlar calmaya basladi. itfaiye yolda diye otomatik mesaj bagirip bagirip duruyor. dumani dagitmaya calisiyorum bir yandan, o arada uzerime bisiler almaya calisiyorum. disarda 1-2 komsu var beklesiyorlar. ve ta daa 3 tane kocaman itfaiye arabasi binanin onune geldi. burda hep bole zaten, asla tek gelmezler, goren bina yaniyor sanir.

neyse itfaiye girdi iceri, iyi misiniz falan diye bakiyorlar. kocaman fanlarla dumani cektiler, bir yandan da rapor tutuyorlar. binadan yetkililer geldi ve benim salonu bir gorsen her yerde kartonlar, kitaplar, kalemler, polarlar..yani her sey her yerde.. yanik tencere ve yanik kepce de mutfagin orta yerinde. neyse bu islemler bittikten ve ben sakinlestikten sonra seku'yu aradim. tam onunla konusurken kapi caldi, karsimda 45-50 yaslarinda bir kadin. konusma aynen soyle:

Kadin: bina yetkilisi burda mi hala?
Ben: hayir, cikti biraz once.
K: yangin neyden cikti?
B: yemek yapiyordum da ondan (kim bu kadin diorum icimden bi yandan da)
K: eger burda yasamak istiyorsaniz, daha sorumlu olmalisiniz, burda cocuklarim var benim vidivididiviicvididi
B: yangin bilerek cikmaz herhalde hanfendi. hem sen kimsin de bana boyle konusuyorsun?
K: bidibidididibibibiib
kadinin suratina bakilir ve kapi ardina kadar acilip sakkk diye yuzune carpilir, suratta muhtesem gulumsemeyle.

kadin bir sure daha orda konustu, sonra cekti gitti.

ulan manyak misin nesin, zaten asabim bozulmus, paniklemisim bir de bu salak kari gecmis olsun diyecegine gelmis neler diyor. yani tr'de olsaydi bu olay abartisiz kadinin sacini basini yolardim. oyle sinirlendim yaaa!!

Allah'im lutfen aci bu kuluna ve bir an once su igrenc yerden DC'ye transferini sagla, lutfen, lutfen, lutfennnn!!!