Tuesday, November 18, 2008

degisim ruzgarlari vol.2


bugun benim icin aslinda cok guzel bir gun(du)...ofise her zamanki gibi geciktim, gelir gelmez de oyle internette bir yandan oyun oynayip, bir yandan da gazeteleri okurken arkamda Insan Kaynaklari VP'sini gorunce zipladim resmen. "konusmamiz gerekiyor" dedi, tabii ben icimden "s.ctim, kovucaklar herhalde beni...bir de oyun oynarken gordu, rezillige bak" falan diye soyleniyorum. ust kata ciktik CFO'yla konusmamiz gerektigini soyledigi icin...ben icimden hala sayiyorum ama cikisimi vericekler diye. odada bir kac kisi daha vardi, karsilarina oturttular beni ama benim yuzum resmen alev alev yaniyor, gozlerimde hissediyorum atesi resmen.


sonra basladilar konusmaya isletmeyi bitirdin, hukuk okuyacaksin, 2 senedir bizimlesin falan filan ve CFO bana donup contracts departmaninda calismak ister misin dedi...ben tabii hafif $ok hafif de $abanla$mis halimle isterriimmmm dedim boyle yayvan yayvan :p neyse sonuc itibariyleeee promosyon aldim :))))) 1 ay sonra yeni pozisyonumda ise basliycam ama baya bir yogunlarmis, boyle laylayloma pek vaktim olmayacak :p


gorusmeden sonra apar topar sevdicegimi aradim tabii..ogle yemegini beraber yiyelim, konusmamiz gerekiyor dedim :) sevdicekle subway sandwichlerimiz esliginde promosyonumu kutladik :p sevdicek nerdeyse 2 haftadir feci hasta, zumukluu oldu zumukluuu :) neyse iste o icecegini aliyordu, ben masaya otururken...baktim buzlari dolduruyor.."koy sen buzlari koy" dedim kizarak...sasirdi kucugum :p hafif gulerek "biliyo musun annem bile bu kadar ilgilenmedi benimle, simdi sen boyle ilgilenince sasiriyorum, hic alisIk degilim boyle kazagini giyin, montunun onunu kapa, buzlu icme demelere" falan dedi...iyi bisey mi, kotu bisey mi karar veremedim :p ama gulumsuyordu demek ki iyi bisey :)))))))


sonracumaaaa ofise geri donup babamlari aradim, olanlari falan anlattim, acayip sevindirik oldular tabii...bloglarda oyle gezinirken pireti'nin surdaki yazisina denk geldim, kotu oldum :( pazar gunu de zaten sevdicek, annesi ve ben bi program izliyorduk, adam 7 yildir cocuklarini goremiyormus falan filan..neyse cocuklari geldi hepsi salya sumuk aglarken, eneee bi baktim ben de agliyorum...kactim resmen ortamdan rezil olmamak icin!


o kadar degisik bir sey ki...pireti'nin hissettikleri tam da benim hissettigim seyler. 18 yasindan beri aileden uzakta yasiyorum, bazi zamanlar oluyor aklinizda gunluk kosusturmacalar oluyor ve unutuyorsunuz, sonra bazi zamanlar oluyor yaninda seni kosulsuz ve sinirsiz seven sicacik anne-baba kucagi ariyorsun. yazlari dogdugun ulkeye gittiginde ise bambaska seyler seni bekliyor...sanki sen yokken orda zaman durucakmis gibi geliyor ama olmuyor. her gittiginde farkli seyler goruyorsun..annen-baban daha bir yaslanmis geliyor gozune, kucukken kol kaslarini kontrol edip "sen beni hirsizlardan korursun diii mi babacigim" dedigin babanin kollarini zayiflamis gormek koyuyor once, sonra yillardir yasadigin evinde artik misafir gibi hissetmek...sanki orda hic yasamamissin gibi...kalbinin nereye ait oldugunu bilemiyorsun...


hani kucukken sorduklari su abuk soru var ya "anneni mi, babani mi daha cok seviyorsun?"...iste o soru sana farkli bir versiyonda herkes tarafindan sorulmaya baslaniyor..."orayi mi daha cok seviyorsun, burayi mi?"...bu soruyu sorana kafa atma istegiyle gidip gelirken, anne baba da gozlerinin icine bakmaktadir, umutla "burasi" demeni beklemekte...sonra her seye ragmen babacik araya girip "kizim nerde mutluysa orda yasasin, ben de giderim o nerdeyse" der...minnet duyarsiniz o an...ve asla onlar gibi bir anne-baba olamaycaginizi bir kez daha anlarsiniz. koca bir yumru gelir bogaziniza, itersiniz gitmesi icin ama gitmez..tikar sizi, nefessiz birakir...


hayaller de vardir ortada ustelik. sevdicek burdadir ve ortak bir hayat paylasilacaktir...o hayalleri kurarken akilda kalmaz hic arkada birakilanlar. sanki dunyada bir tek o ve sen varmissin gibi. anlam veremezsin anne-babanin sana bakarkenki huzunle karisik mutlulugunu. ama kolay degildir iste...cunku o imzayi atarken, "evet" derken koca bir omru arkada birakicaksindir. onceliklerin degisicek, yakinlarin biraz uzak, uzaktakiler biraz daha yakin olucaktir. yine de guzeldir iste...o kucuk kiz buyumustur, kendi kanatlariyla ucmaya baslamistir ve hayatini beraber gecirmek istedigi o harika insani bulmustur...


her ne kadar nufus kagidim bana "kazik" kadar oldugumu resmen gosterse de, ben hala babasina asik, annesini kiskanan o kucuk kizim :)


PS: resimdeki benim bu arada :)

5 aman eksik kalma:

Unknown said...

Seku'ya çok geçmiş olsun..
Hiçbir şeyin değerini yanımızdayken anlamıyoruz.. Al bak, benim annem babam yanımda da ne oluyor? Annemle pek bi' sorunum yok ufak kapışmalarımız dışında.. Ama babamla hiç görüşmüyoruz nerdeyse.. Aynı evde yaşıyor olmamıza rağmen.. Kopuk adam bizden.. Akşamları beş dakikayı, sabahları da on beş dakikayı aşmamak kaydıyla günümün yirmi dakikası sadece babamla geçiyor..
Hani belki ben de senin gibi uzaklarda olsam falan, daha bi' sıkı, daha bi' baba-kız olurduk..
Ne bileyim öyle işte..
Amaaan.. Neyse..
Bakıyorum da imza mimza ne iş?
:kaşlarınıhınzırhınzırkaldırıpindirensmiley:

:D

Zulapha Kaphali Iku said...

piltikim saol yevrummm :) babalar genelde biraz mesafelidir ama benimki masallah hepimizden daha deli dolu :) bu arada Max'e bittim yaaa yiirim ben onun minicik patilerini :p

stickman said...

çok güzel bi yazı. işindeki yeni pozisyonunun sevinci, bunubaşka insanlarla palaşmanın ayrı bi sevinci. sevdiğini sevme sevinci, aileni özlemen. iyi bak sevdiğine hasta olmasın bi daha :) işindeki yeni pozisyonunda hayırlı olsun. bşarılar dilerim.

Zulapha Kaphali Iku said...

tesekkur ederim! elimden geldigince bakiyorum da beyfendi buz gibi havada tshirtten baska bisi giymeyince bole oluyo :) bloguma hosgeldin bu arada :)

stickman said...

hoşbuldum :)